BAŞLANGIÇLAR, İLK ADIM
Herhangi bir şeye başlayabilmek, sanırım en zor adımlardan biridir.
Nereden ve hangi noktadan başlayacağımızı bilemeyiz, ilk adımı uzun mu, kısa mı atmak gerektiğini düşünürüz, kafamız karışır, heyecanımız söner ve çoğu kez vazgeçeriz.
Şimdi ben de bir başlangıçtayım! Gazeteye göndereceğim ilkyazım… Gazetede bir başlangıç yapmam lazım, birçok konular var sizlerle paylaşmak istediğim. Var ama o kadar çokluk içinde, bir tanesini alıp başlangıcı nerden yapacağımı düşünürken; temel sorunumuz olan “ ilk adım” konusunu dile getirmekle başlamayı tercih ettim.
Bütün İLK’ler zordur. Delikanlı elinde bir demet çiçekle, ayakkabıları boyalı; gömleği, pantolonu ütülü büyük heyecanla ilk buluşmayı bekler bir kafenin önünde… Kadın gelir, yine aynı şekilde biraz mahcup, utangaç, saçlar fönlü, heyecan dorukta! İlk dakikalar ne konuşulacağı bilinmez, hal hatır sormalar, havadan sudan konuşmalar. Saygı ve kibarlık hat safhadadır.
Bir kaç ay sonra aynı çifte baktığımızda, artık eski özenim kalmamış olduğunu, konuşmaların, davranışların daha lakayt hale geldiğini görürüz. Ancak yıllar geçse de hiçbir zaman, ilk buluşma heyecanı asla unutulmaz.
İlk işe başlamalar da aynı şekilde; işi ne kadar bilirsek bilelim ilk başladığımızda acemiler gibi davranırız hatta çok iyi bildiğimiz bilgisayarı bile kullanmakta zorlanırız…
İlk başlangıçlarda heyecan, beraberinde korku ve cesaret yer alır. Ve de alışkanlıklar!
Bir cesaret gösterip heyecanı yendik, korkuyu da atlattık diyelim; ancak alışkanlıklarımızı değiştirmek gerekirse bu noktada zorlanma yaşarız. Bir sürü yapılacak başlangıçlar sadece alışkanlıklarımız yüzünden ya vazgeçeriz ya da erteleriz.
Bulunduğumuz ortamdan memnun olmazsak bile, sadece alışkanlığımız yüzünden ve de korkularımızdan adım atamayız.
Yeni atılımlarda bulunmakta tereddüt yaşarız. Çevremizi, evimizi, işimizi değiştiremeyiz. Mutsuz da olsak aynı şekilde yaşamaya devam ederiz.
Başarıyı yakalamak, zincirleri kırmak ve alışkanlıklarımızdan vazgeçmekle başlar. O halde öncellikle kendimizi toplum yargılarından, bağımsız bir şekilde analiz etmekle başlamalıyız…
… Birde “Sil baştan başlamak” diye bir şey daha var… Yaşanan büyük olumsuzlukların ardından, hayatta yeniden tutunmak için, ümitleri yeniden yeşertmek için yaşananları unutup temiz bir sayfaya başlamak.
İşte bu ilkinden çok daha zordur aslında! Ama imkânsız değil…
Alışkanlıklarımız ve korkularımız; genellikle bizi yanlışa sürükler, başarılarımız baltalar, başlangıçları erteletir.
Bir şeyleri unutup yeniden başlangıç yapabilmek, duygularımıza ve beynimize reset atmak bir anda olacak kolay bir şey değildir. Sancılı bir süreç gerektiriyor, geçmişi unuttum dediğiniz noktada, ufak bir kıvılcım her şeyi tekrar hatırlatmaya yetiyor. Bu tür başlangıçlar; biraz daha detaylı ve de aslında profesyonel yardımla daha çabuk atlatılabilen hassas mevzulardır.
Eğer kısmet olursa bir sonraki yazımda, bu konuyu kendi deneyimlerimle de destekleyerek anlatmak isterim.
Sevgilerimle…